30 Ağustos 2013 Cuma

RUH HALİMİZ VE BİLİNCİMİZ.






Ruh halimizden yansımalar...

Bilincimizin bir yansıması olan Dünyada gördüklerimiz, insanlığın birleşik, ya da ortak inançlarınının temsili.

Platon’dan beri herkes bu evrende gördüğümüz nesnelerin aslında bir gölge ve yansıma olduğunu bil
ir. Bunların asılları İdealar yani Esma-ül Hüsna’dır.

İnsanlarda bu numune ve gölgeleri inceleyip asıllarına müşteri olmak için bu aleme gelmişlerdir.

Mimemsis yani Yansıtma kuramı açısından bu alem İlahi güzelliklerin aynasıdır.

Hatta insan, en büyük aynadır.

Görünen görünmeyenin sembolik bir yansıması tarzındadır.

Tüm insanlık "İnsan Ruhu"nun "İlâhî bir yansıma-imaj" olduğu, Ruh`un bedene hayat verdiği ve onunla birleşik olduğu ve "İnsan`ın imajı" olduğu ve bu imajın Melâike`nin imajından daha üstün olduğu realitesinden çok uzak düştü.

Mona Lisa tablosu Mona Lisa’ya ayna olduğu gibi Mona Lisa da İlahi güzelliğe en güzel ayna olmuştur. Bazen bu aynalar için dağlar delinir veya deli, divaneye dönülür.

Çinliler ruhu tanımlarlarken arının gülüşünü kullanırlar. Bu bir semboldür ve aslında kastedilen gözdür, gözün arıya benzeyen gözbebeğidir; diğer değişle ruhun tabiatı, gözün tabiatı incelenerek anlaşılınır.

Gözün gördüğü herşey çevresindekilerin bir anlık yansımasıdır ve göz kendisini başka yöne çevirdiğinde artık o yansımalar gözde değildir, onlar kaybolur. Yansıma sadece bir anlık algılamadır.

Ruhun tabiatı böyledir. Gençlik, yaş, çirkinlik, günah veya sevap, bunların hepsi, fiziksel ve zihinsel oluşum süresince ruhun önündedir, ve ruhun kendisi bu oluşumların çekimi altına girer ve bağlanır. Fakat kendini bunlardan uzaklaştırdığı anda da özgürleşir.

Hintli bir şair şöyle der:

“Her ne kadar dünyevi bağlar beni esir alsalarda, onlardan kendimi kurtarmam anlık bir meseledir. Bu bağları yönümü değiştirerek koparıveririm”.

Zihin düzgün çalışmazsa, bu seferde ruh etrafındakileri tam olarak algılayamaz;

zihin ruhun önünde duran bir teleskop gibidir. Her ikisi de önemlidir:

Zihnin düzgün durumda olması ve ruhunda zihne tam olarak odaklanması.

Zihin de bir ayna gibidir ve zihne gelen her düşünce bu aynaya yansır. Şayet içinde bir yansıma olan ayna başka bir aynaya odaklanırsa, aynı yansıma diğer aynada da gözükür.

Ruhun iki tarafı ve iki farklı tecrübesi, algılaması vardır. Bir tarafı zihin ve vücudu vasıtasıyla algılar, diğer tarafı da ruhun derinliğiyle algılar.

Birinci kısmına dış tecrübe, diğerine ise iç tecrübe deriz.

Ruhun tabiatı ise cam gibidir, saydamdır. Camın bir tarafını kaplarsak, ayna olur.

Dış tarafın tecrübeleri yansıdığında ve diğer taraf örtüldüğünde, ruhta böyle ayna haline döner. Bu sebeple kişi dış bilgileri algılama konusunda ne kadar kabiliyetli olursa olsun iç bilgiye de o derece kabiliyetlidir diyemeyiz.

İç bilgiyi elde edebilmek için Sufiler ruhun diğer tarafını örterler, böylece ruhun aynaya dönüşen tarafı dış dünya yerine içe döner ve ruhaniyetle yüz yüze gelir. Bunu başardıktan sonra ilham ve manevi bilgeliği algılamaya başlar.

Ruhun bu cam gibi saydam olma özelliği ve bir tarafını kapayarak diğer tarafın yansımalarını algılayabilme kabiliyeti meditasyon için çok önemlidir. Tüm yapılan vazife, zikir, fikir veya benzeri çalışmalar ruhun bir tarafını tamamiyle örtmek içindir.

Dıştaki güzelliğe o kadar yoğunlaşırız ki, dış tarafımız bu güzellikle örtülür ve ruh ayna olarak içe döner, içten gelen yansımaları bekler. Bunu şu örneğe benzetebiliriz:

Düşünelim ki su arıyoruz ve bu arayışta bir kuyu ile karşılaşıyoruz. Kuyu derin, yukarıdan bakıldığında dibi gözükmemekte.

Yapabileceğimiz şey dibe kovayı fırlatmak. Eğer dipte su varsa, kova dibe eriştiğinde su sesi gelecektir ve kovayla suyu çekebiliriz.

İşte meditasyonda böyledir, yapılan tüm zikir, fikir, vazife veya diğer yoğunlaşmalar dibe fırlatılan kova gibi birer alettirler.

Mesele dipte suyun olup, olmamasıdır. Eğer su varsa, sesi muhakkak, er veya geç gelir.

Bazen meditasyon sırasında, bazende ertesi gün yapılan meditasyonun etkisini görebiliriz. Bu nedenle sabredip gelecek olan su sesine açık olmak çok önemlidir.

Her arayanın buna kavuşması dileğiyle…

************************************************

***Yazının bir kısmı Sufi Meditasyonu (Hazret İnayet Han) kitabından alıntılar içermektedir

•·.·´¯`·.·

BİLİNÇ ALTIMIZIN ÖZELLİKLERİ..




Bilinçaltının Temel Özellikleri

1- Doğru ; yanlış, ahlakl ahlaksız, gerçek ; hayal gibi ayrımların farkında değildir. Bilinçaltı bir bilgisayar programı gibidir sadece verilerle ilgilenir. Veri hakkında yorum ya da değerlendirme yapmaz.

2- Bilinçaltı genellemeler yapabilir hatta bunu sıklıkla yapar. Örneğin sizinle kavga eden arkadaşınızın adı Ali ise, tüm Ali;lerin kavgacı olduğuna inanabilir.

3- Bilinçaltı anı yaşar, geçmiş yada gelecekten bir şey anlamaz, onun için sadece an vardır.

4- Bilinçaltının duyduğu kelimeyi cümleden bağımsız olarak kayıt edebilme özelliği vardır. Örneğin sigarayı bırakmak istiyorum diyince sadece sigara kelimesini kayıt edebilir, sigara kelimesine tepki verebilir. Bırakmak ve istiyorum kelimeleri ile sigarayı yan yana getirebileceği gibi, eğer sigara ile ilgili güçlü bir bağlantıları varsa sadece bu kelimeyi de duyabilir.

5- Bilinçaltı değişimden nefret eder, hiç bir şeyin değişmesini istemez. Değiştirmek istediğinizde tepki koyabilir ve sizi değişimden vazgeçirmek için tüm silahlarını kullanabilir.

6- Bilinçaltı rüyalarla kendini düzenler ve sıkışmış enerjileri ortaya çıkartarak kendisini rahatlatır.

7- Bilinçaltı sembollerle konuşur, kelimelerden fazla resimlere tepki gösterir.

8- Bilinçaltı tersten duyabilir ve anlayabilir. Cümleleri tersten duyan bilinç için bunları anlamak çok zordur ama bilinçaltı için çok kolaydır.

9- Bilinçaltı ilk 5 yaşa kadar temel özelliklerini, kayıtlarını tamamlar. Bundan sonra kendi kayıtlarına uygun yeni verileri kabul eder. Diğer verileri girmek için doğru ve ısrarlı çalışmalar yapmak gereklidir.

10- Bilinçaltında çağrışım en önemli etkilerden birisidir. Sürekli bir şeyler ona başka bir şeyleri çağrıştırır bir dosya başka bir dosyayı açmasını sağlar.

11- Bilinçaltı aynı anda bir çok işlemi yapabilir, bir çok veriyi işleyebilir, otomatik olarak bir çok işlevi yerine getirebilir. Kapasitesi çok geniştir.

12- Bilinçaltı kolektif bilinçaltı ile bağlantılıdır, bu nedenle başka insanların bilinçaltından da etkilenir.

13- Bilinçaltının espri anlayışı yoktur, şakadan anlamaz. Söylenen herşeyi gerçek kabul eder.

14- Bilinçaltı duygusal değildir ama duyguların enerjisinden bire bir etkilenir. Kimsenin bilinçaltı merhametli değildir ama merhamet duygusu bilinçaltında bir çok çağrışım yapabilir, bir çok veriyi harekete geçirebilir ve kişinin kararlarını etkiler.

15- Bilinçaltı aynı küçük bir çocuk gibi, ısrarcı ve sabırsızdır. İstediği bir şey hemen olsun ister ve ne olursa olsun ısrara devam eder. Bir davranış kişiye zarar verse bile bunu ısrarla yapabilir çünkü bilinçaltında doğru yanlış, zararlı zararsız gibi kavramlar yoktur, salt istek vardır. Bir çok kişinin kendisine zarar veren ilişkilere, alışkanlıklara ve davranışlara devam etmesinin altında bu dinamik vardır. Eğer bilinçaltını değiştirmek istiyorsanız siz ondan daha fazla ısrarcı olmalısınız.

16- Bilinçaltı asla dinlenmez, uyumaz ve çalışmayı bırakmaz. Kişi yaşadığı sürece işlem yapmaya devam eder.

17- Bilinçaltının abartıcı bir doğası vardır. Özellikle korkuları abartarak kişinin kaygı düzeyini yükseltebilir.

18- Bilinçaltı sürekli tekrarlara karşı duyarlıdır. Bir düşünceyi, duyguyu yada cümleyi sürekli tekrar ederseniz bunu en sonunda kayıt eder.

19- Bilinçaltı kişinin hissettiği nefret gibi olumsuz duyguları kayıt eder ve bu duyguları uygun bir ortamda ortaya çıkartır. Bilinçaltı için intikamı sever diyemeyiz ama içindeki nefreti açığa çıkartmak için bir yol bulur diyebiliriz.

20- Bilinçaltı ince ayrımlar yapmakta zorlanabilir. Örneğin bilinçaltı için parasını sokakta düşürmek için iflas etmek aynı anlama gelebilir, çünkü ikisinde de para kaybı vardır.

21- Bilinçaltının dili 5 yaşında bir çocuğun dilidir, sade ve açık anlatımlardan anlar. Eğer bilinçaltınıza ben çok zenginim derseniz bunu anlayacaktır ama evrenden gelen zenginlik tüm enerji kanallarıma akıyor, yüksek benliğim aracılığıyla bana ulaşıyor gibi bir şey söylerseniz 5 yaşında bir çocuk bundan ne anlarsa bilinçaltı da ancak o kadarını anlayacaktır.

22- Bilinçaltı kişinin tutumlarını ve davranışlarını direk etkiler. Sahip olduğu kayıtlara göre kişinin tepkiler vermesini ve kararlar almasını yönlendirir. Örneğin bilinçaltında ben başarılı bir insanım kaydı olan bir insan kendisine başarı getirecek işlere otomatik olarak yönlenir, sonu başarılı olacak kararlar verir ve onu başarıya taşıyacak durumları hayatına çeker.

23- Bilinçaltı bütün bu özelliklerinin dışında kendi kayıtlarına uygun olayları gerçekleştirmek için durmadan çalışır. Kendi inançlarını kişinin hayatına çeker ve inandığı herşeyin gerçek olması için çalışır. Kolektif bilinçaltına ve dolayısı ile kolektif bilince bağlı olduğu için bunu yapması çok kolaydır. Eğer bilinçaltınız fakirliği hak ettiğinize inanıyorsa bunu gerçekten deneyimlemeniz için gerekli şeyleri yapacaktır, buna emin olabilirsiniz.

24- Bilinçaltı bilinçli zihinden emir alır. Burada ya siz bilinçli olarak bilinçaltına emirler verirsiniz ya da bunu bilinçsizce yaparsınız ama mutlaka yaparsınız. Eğer bilinçli bir şekilde emir vermeyi başarırsanız bilinçaltındaki verileri değiştirebilir, yeni veriler girebilir ve bilinçaltınızın sizin istediğiniz hayatı gerçekleştirmesi için çalışabilirsiniz.

25- Bilinçaltı hiç bir şeyden şüphelenmez ve sorgulamaz. Bu nedenle bilinçaltınıza hangi komutları verdiğinize dikkat etmelisiniz.

26- Bilinçaltınızda bir çok kayıt birbiri ile bağlantılıdır. Bir kayıt diğerini etkiler, tetikler açığa çıkartır. Bir çok korku başka bir korku ile bağlantı halindedir. Bu nedenle bilinçaltına bütünsel olarak bakmak gerekir.

27- Bilinç daha fazla tümevarımlı, bilinçaltı ise tümdengelimli düşünme eğilimindedir.

28- Bilinçaltının psişik yetenekleri vardır, gelecekteki bir olayı görebilir, önceden tedbirler alabilir, kişiyi uyarabilir.

29- Bilinçaltı, bilincin dikkat etmediği şeylere daha fazla dikkat eder ve otomatik olarak kayit eder. Bilincin dikkat ettiği şeyleri ise kayıt etmek için anlamlı bir çaba ve tekrarlar gereklidir.

30- Bilinçaltının sanatsal yetenekleri vardır, üretim yeteneği çok gelişmiştir ve hayal gücüne sahiptir. Ancak tek sorun hayal ile gerçeği ayırt edememesidir. Eğer kişi kendi hayallerini bilinçli olarak kurmazsa bilinçaltı için bunlar katı bir gerçek olacaktır.

kaynak: reikiturk

29 Ağustos 2013 Perşembe

EVRENDEN İSTEYİN.

                               

BUGÜNE KADAR NE ÇOK DİLEK DİLEDİĞİNİZİ HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ ?
Evren, gönülden içtenlikle gelen bir dileğe asla kayıtsız kalmaz.Genelde "umarım" ile başlar dileklerimiz.Mümkün olduğunca   içten,samimi,arınık ve kalpten gelmelidir.Kozmik sistemde var olan "çekim yasası"na göre dilek ve isteklerimizi bize çeker.
Dilek dilerken bu heyecanı içinizde hissetmelisiniz..
  Düşüncelerinize sahip çıkmadığınız zaman kendi enerjiniz de dağınık olur. Zihniniz bir oraya, bir buraya dolaşırken nasıl olur da bir gelişimden söz edilebilir. Düşüncelerin en ilkel hali, oradan oraya gezinme halleridir. Düşünceyi konsantre bir biçimde belli hedefler üzerinde tutabilmek uygulama yapmayı gerektirir. Bütün başarılı insanlar düşüncelerini belli bir hedef üzerinde tutmayı başaran insanlardır. Başarılı olmak için hedefe konsantrasyon gücünüzü arttırmanız birinci şarttır.Düşüncelere hakim olmak
   Eğer kendi üzerinizde çalışma yapmaya karar verir ve konsantrasyon gücünüzü arttırmayı, sizin gelişiminiz ile ilgili herhangi bir hedefe yönelmeyi dilerseniz; düşünmeyi arzu etmediğiniz düşüncelerinizi fark edip, onları yakalayabilir ve onlar üzerinde hakimiyet kurabilirsiniz. Bu sizi, yaşama bakışınızı değiştirmeye götürür. Yaşama bakışınızın değişmesi ona daha fazlasına değmenize, daha fazlasını görmenize neden olur. Daha fazla görmek, algılamak ve hissetmek zaman içinde bilinç ve şuur durumundaki değişimlere neden olur. Şimdi ne yaptık aynı zinciri tersten uyguladık…
  Enerjinin bedende dağınık olması düşüncelerin dağınık olması demek olur. Ve böylece bedendeki işlevlerde bozulmalarda görülebilir. Duruma göre hastalıklar bile oluşabilir.
  Bunun için uygulanabilecek metotlar sade ve disiplinli konsantrasyon çalışmalarıdır, meditasyonlardır, nefes egzersizleridir. Ve bir de devamlı düşünceyi yakalamaya çalışmak, uygunsuz düşüncelerin yerine diğerlerini yani olumlularını yerleştirmektir. Ne zaman ki zihninizi anlamsız bir konuyu irdelerken, onunla meşgul olurken yakalarsanız; biliniz ki o hal koca evren içinde sizin için sadece ve sadece bir zaman kaybına neden olmaktadır...
  O nedenle anlamsız düşünceleri kendinizin ve Bütün’ün gelişimine faydalı olabilecek olanlarla değiştirin. Karamsar ve yaşamı olumlamayan düşüncelerde ısrarlı olmayın çünkü düşünce bir enerjidir ve o tip bir enerjiyi yollamakta ısrarlı olursanız, kendi kendinize bir sürü zorluk ve ters giden işler zinciri yaratabilirsiniz ama uyanık, açık, berrak bir zihin çok değerlidir ve tüm Doğu felsefelerinin özünü oluşturur. Düşünce enerjinizi rastgele her yere dağıtmayın, başarı ve gelişim için hedefe lazer etkisi ile gönderilmiş yoğun ve konsantre düşüncelere ihtiyacınız var ama hedefleriniz nefsani ve size veya başkalarına zarar veren hedefler olursa, evrenin gizli düzeniyle uyumlu değilse aynı lazer etkisinin geri dönüp önce sizi vuracağını da unutmayın!...
  Düşüncelerin Meditasyonla Pozitife Yönlendirilmesi
  
 Düşüncenin kontrol altına alınması için meditasyon zikir veya yaratıcı imgeleme uygulamaları son derece değerli programlar ve uygulamalardır. Meditatif çalışmalarda zihnin farklı bir vibrasyona, titreşime geçişi sağlanmaktadır ve o yüksek titreşim aracılığıyla gerçek ihtiyaçlarımızla, gerçek olmayanlarını ayırabilmek zaman içinde daha kolay hale gelir. Gerçek olmayan ihtiyaçları tamamen nefsaniyetimiz, nefsimiz ve egomuzdan ötürü yaratmışızdır. Bu yüzden de egonun terbiye edilmesi, kontrol altına alınabilmesi öncelikle zihinsel boyuttadır.
  Düşüncelerin derlenip toparlanması neyi, neden, ne zaman ve nasıl düşündüğünü bilmek ve fazlalıklı düşünceleri, zararlı düşünceleri adeta bir bilgisayardaki koruyucu program gibi dışarı atabilmek çok önemlidir. Çok fazla zararlı düşünceyi bir arada zihinde bulundurmak, otomatik şartlandırmalarla yaşamda hiç durmadan bir şeyler istenmesi gerektiğine ve hep daha fazlasına sahip olunması gerektiğine inanmak çok zararları olan düşüncelerdir. Ama maalesef kendi üzerinde disiplin uygulamayan ve hiçbir iç çalışma yapmayan toplum bireylerinin büyük bir çoğunluğuna, geneline de bu düşünceler hakimdir.
  Her zaman her şeyin en iyisine sahip olmak gibi yanlış bir kanı yaygındır. Neye göre iyi diye sormak gerekir ya da gerçek iyi nedir? demekte yeterlidir. Bu tip soruları sormadan hiç durmadan istemek egonun yüksekliğini gösterir. Oysa ki burada anlaşılması gereken şey, tüm ezoterik ve doğu öğretilerinin temeli olan “ne kadar az şeye sahip olursanız aslında o kadar çok şeye sahip olacaksınız!” bilgisidir ve bunu anlamak insan tekamülü için hem çok önemli bir aşamadır, hem de insanı bir realiteden diğerine sıçratacak güçte bir bilgidir.
  Düşünce enerjisini kontrol altında tutabilmek için en önemli uygulamalar düşünce boyutunda yapılabilecek değişiklikler ve uygulamalardır. Ayrıca yüksek enerjili ve kıymetli kitapların okunması, zihinsel çalışmalar, meditasyon veya yoga benzeri uygulamalar, arınma programları, fazlalıkların atılması için yapılan kendini bilme çalışmaları öncelikli olarak zihinsel boyutta yapılan uygulamalardır ve başlangıç noktasını oluştururlar. Yaşamda her şey disiplin ve uygulama ile değişebilir amaç disiplinin ve uygulamaların önemini kavramaktadır.
  Eyleme dökülmüş boyuttaki davranışlar, eyleme dökülmüş nefsani durumlar içinse azaltmalı bir programla uygulama yaparak, egonun gereksiz çıkışlarını giderek kısmak daha doğru olabilir. Nefsi eğitmek için arzu edilmeyen davranışı veya eylemi giderek azaltmak ve bunu küçük dozlarda alıştırarak yapmak moral açısından da daha uygundur. Önce fark etmek, o eylemi beğenmediğimizi görmek ve değiştirme arzusu duymak gerekir. Bu tip çalışmalarda insanın kendi gücüne inanması için başarı elde ettiğini de görmesi gerekir o yüzden birdenbire yüklenme yapmak bir geri dönüş şoku yaratarak, tüm programı bozabilir. Önce karar vermek, konuyu iyi anlamak, hazır olup olmadığını tartmak daha sonra da minik dozlarla uygulamalara başlamak en iyisidir. 
  Düşünceyi Kristalize etme Uygulaması
   
Enerjiyi düşünce gücüyle dönüştürme ve kristalize etme konusunda sizlerle birlikte küçük bir uygulama yapalım: Eğer başarılı olmak istiyorsak bu uygulamayı hergün sabah veya akşam size en uygun saatte bir kez mutlaka uygulayalım ve atlamayalım. Evrenin olumlu enerjilerini biriktirmek ve son günlerde bizi üzen negatif bir problemden kurtulmak için yapılan enerjiyi düşünce gücüyle kristalize etme uygulamasının son derece sade ve yararlı bir uygulama olduğuna siz de tanık olabilirsiniz. Üzerimizde biriken negatif enerjiyi ki genelde boyunla kasık arasında yani iç organlara ait bölgede yerleşen bir negatif alan oluşturur, üzüntülü enerjileri düşünce gücüyle toplayıp, altın ışıklara dönmesini bekliyerek, acımızın, üzüntümüzün gökkuşağının tüm renklerine dönüşmesini düşünce gücüyle isteyebilir hatta biraz psişik hassasiyetimiz varsa görebiliriz.
  Sonra o üzgün düşünceyi götürüp pırıl pırıl akan arındırma suyuna bırakmak ve acımızın yeniden evrensel enerjiye dönüştüğünü imajine etmek çok yararlı bir uygulamadır. Günde bir defa, günlük biriken negatif enerjiyi bu şekilde temizlemek ve kristalize etmek mümkündür. Bu anlatılanlar birlikte yapacağımız uygulama ile ilgili genel bilgilerdi şimdi uygulamaya başlayabiliriz:
  “Önce rahatça bir koltuğa oturun sırtınız dik olsun veya size zor gelmiyorsa yerde bağdaş da kurabilirsiniz. Sadece bir iskemleye dik bir şekilde oturmak da mümkündür.
  Gözlerinizi kapatın. 10 kere derin soluk alıp-verin, soluk alırken evren enerjisini içinize aldığınızı, burnunuzdan soluk verirken tüm sıkıntı, korku ve endişelerinizden kurtulduğunuzu, özgür rahat ve mutlu olduğunuzu düşünün.  Sakinleşin, sakinleşinceye kadar nefes alıp vermeye devam edin, zihninize hücum eden günlük düşüncelere aldırmayın, onları fark ettikçe zarif bir şekilde yeniden nefes alıp vermeye devam ve sadece nefese konsantre olmaya devam edin.
  İlk önce, beynimizin ritmini değiştirelim. Hafif bir meditatif hal yaratalım. Sonra nefes alıp verdikçe evrensel enerjleri bedenimize aldığımızı ve tüm sıkıntı ve korkulardan kurtulduğumuzu düşünelim. Eğer bu aralar ısrarlı bir üzüntü varsa; bu üzüntüyü, biraz komik, biraz sevimli bir şeymiş gibi, ellerimizin arasına avuçlarımızın içine alalım.
  “Bak sen üzüldün şimdi, biliyorum ben, ama aslında ne kadar gereksiz bir şeye üzüldüğünü biliyorsun değil mi? diyelim kendimize sempatik bir tavırla. Sen evrensel ve sonsuzluğa ait bir varlıksın, sonsuzluk içinde bu büyüttüğün konu ne kadar önemli olabilir ki, çözümünü bulacağına inan, demek ki bu üzüntü aslında  sana ait değil, sana ait olmayan bir şeyi üstünde taşıyorsun da diyebilirsiniz isterseniz !
  Önemli olan sizden size olan diyaloğun sevgi ve anlayış dolu bir diyalog olmasıdır. Görmeseniz de o sıkıntıyı hissedebilirsiniz zaten genellikle kasık ile boyun arasında ve göğüs bölgesinde yoğunlaşabilir oralarda bir yerde dolaşır hüzünlerimiz, onu oradan hissiyatınızla, düşünce gücünüzle ve ısrarlı bir istekle çıkarabilirsiniz. O gün kızgınlık varsa midede de hissedebiliriz, belki üzüntü ise göğsünüzde hissedebilirsiniz, tam pleksus solaresinizin yani güneş ağınızın olduğu yerde hissedeceğiniz üzüntülerinizden korkmayın, birkaç pratik uygulama ve nefes uygulaması ile bu karamsar düşüncelerden kurtulmanız mümkündür. Çünkü evren iyilik, pozitif enerjiler ve ışıkla yönetilmektedir evrende kendiliğinden akan bu iyilik enerjilerini yakalama konusunda da her insan eşit şansa sahiptir.
  Olumsuz düşünce veya dışarıdan gelen olaylar nedeniyle oluşan iç sıkıntınızı düşünce gücüyle pratik bir yöntem uygulayarak gökkuşağının renkleriyle bütünleştirerek kristal enerjilere dönüştürebilirsiniz. Şimdi pratiğini paylaşalım sizinle; içinizde bir hafiflik ve rahatlama hissedene kadar nefes alıp vermeye ve kendinizi gökkuşağının tüm renkleriyle bütünleştirmeye devam edin, oh biraz rahatladım dediğiniz noktada gökkuşağı renklerini veya ihtiyacınız olan tek bir rengi, hatta birkaç rengi evrenden almaya, içinizde bu güzel renkler dönmeye başlamış, gri renkli, siyah renkli bulut dağılmaya başlamış demektir. Daha sonra giderek, kademe kademe rahatladığınızı hissedeceksiniz. Ve bu rahatlama hissi içinde, o önce gökkuşağı renklerini sonra altın sarısı renklerini alan inanılmaz güzel kristal bir enerjiye dönüşecek. Çalışmanın sonunda siz zaten sıkıntınızı atmış olacaksınız. İçinizdeki o size ait olmayan sıkıntı atılınca düşünce gücünüzle kendinizi rahatlatmayı başarmış olmanın sevincini doya doya yaşabilirsiniz… …”
  Uygulamayı önem verip dikkatle ve özenle yaparsanız, yapıla yapıla süreleri kısalacak ve birkaç ay gibi belli bir zaman içinde (ki bu çalışma zaman alır) sizin için negatif enerjiyi düşünce  pozitife dönüştürme  otomatiğe dönecek. Yani bundan sonra artık üzerinize gelen enerjiyi hiç taşımadan atabileceksiniz hatta çevrenizde negatif enerji oluşumları hissettiğinizde kimseye belli etmeden sessizce derin soluklar alarak ve demin ki metodu açık gözle uygulayarak bile başarılı olabilirsiniz… İçinizde bir kristal varmış da, dönüştürüyormuşcasına; negatif bir yerden girecek, diğer taraftan çıkacak, pozitif enerji tüm yaşamınıza egemen olacak. Bu noktaya kadar gelebilirsiniz, her şey size bağlı! Deneyin, görecek, yaşayacak, hissedecek ve huzur dolacaksınız… Size iyi uygulamalar ve pratikler diliyoruz. 

(Alıntı)

28 Ağustos 2013 Çarşamba

28 AĞUSTOS-15 EKİM TARİHLERİ ARASINDA MARS-ASLAN BURCUNDA İLERLEYECEK..





Önemli tarihler: 9-13-14-17 Eylül


ASLAN



Aslan ego ile ilgilidir,Mars Aslan burcunda iken egonuzun zararlı yönleri ortaya çıkabilir.
Aslan merkezde olmayı simgeler: Mars'ın Aslan burcunda ilerlemesi sizde stres,mücadele,gerginlik,patlama gibi gelişmeler yaratabilir.Aslan burcu vücudumuzda,kalbimizi temsil ettiğinden dolayı,kalbimiz ile ilgili problemlere dikkat etmeliyiz.Bu süreç içerisinde organizasyon problemlerim yaşayabilirsiniz.Cesaretiniz,kuvvetiniz ve mücadele gücünüz artacaktır.
.

26 Ağustos 2013 Pazartesi

29 -AĞUSTOS -2013 AY BOĞA BURCUNDA.AY BOĞA BURCUNDA İKEN NELER YAPMALIYIZ.







AY 29-AĞUSTOSU 30-AĞUSTOSA BAĞLAYAN GECE BOĞA BURCUNDA SEYİR EDECEK....
AY BOĞA BURCUNDA İKEN NELER YAPABİLİRİZ....

Ay Boğa burcunda ilerlerken yeni başlangıçlar yapabiliriz.Maddi durumumuzu değerlendirip bütçemizi planlayabilir,kalıcı ve sağlam işlere ağırlık verebiliriz.Hayatınızdaki refahı artırabilirsiniz.Ay Boğa burcunda iken mutlaka boğazınızı,kulaklarınızı ve boynunuzu korumalısınız.Bu günlerde bu bölgeleriniz ağrılı geçebilir .Kendinizi halsiz ve tembel hissedebilirsiniz.Evinizi güzelleştirebilir ve alışveriş isteği duyabilirsiniz.Aşırı yemek isteğiniz olabilir.Kilolara dikkat.

21 Ağustos 2013 Çarşamba

HAYAL ETTİĞİN SENİ YARAT.





GÜNLÜK HAYATIMIZDA KULLANDIĞIMIZ KELİMELERE DİKKAT ETMELİYİZ.


Öncelikle niyetiniz çok önemli. Kullandığınız her kelimenin varmak istediğiniz sonuca sizi götürmesine özen göstermelisiniz.Ağzınızdan çıkan her kelimeye dikkat etmelisiniz çünkü o esnada evrene emir veriyoruz.Bu sebeple odaklandığımız düşünceler ve çok sık kullandığımız kelimeler,bir süre sonra bizim gerçeğimiz oluyor. Kimbilir bu güne kadar size neler söylendi ? Bilinç altınızı ne gibi sözcüklerle doldurdunuz?Hiç farkında olmadan neleri kabul ettiniz acaba? 


HAYAL ETTİĞİNİZ YENİ BİR SİZ YARATIN.

Yeni bir siz yaratırken,kullanacağınız kelimelere,kuracağınız cümlelere dikkat etmelisiniz.Hedeflerinize uygun olumlama cümleleri kurun.Boş kaldığınız zamanlarda,uyumadan önce,sabah kalktığınız zaman yüksek sesle hayal ettiğiniz size seslenin ve olumlayın.Hayal ettiğiniz sizi yazarak da olumlayabilirsiniz. Evren için bu yazdığınız yazılar anlaşma niteliğindedir.

OLUMLAMA CÜMLELERİ.

1-) Her geçen gün kendimi çok daha ferah ve sevgi dolu hissediyorum.

2-) Hayatımda neşe,aşk ve zevk her zaman yer alacak.

3-) Bütün hücrelerime aşk,sevgi coşku ve mutluluk aşılıyorum.

4-) Karşıma harika fırsatlar çıkıyor ve ben bunları 
değerlendiriyorum.

5-) Ben sevmeye ve sevilmeyi layığım.

6-) Evrenin tüm iyiliğine,bolluğuna ve bereketine açığım.

7-) İç huzurumu büyüten ve beni seven insanlarla tanıştığım için şükür ederim.

8-) Başkaları ile paylaşacağım çok şeyim olduğu için şükür ederim.

9-) Tüm korkularımı ve endişelerimi serbest bırakıyorum.

10-) Para bana her gün artarak bollukla geliyor.




                                     İÇİNİZDEKİ SES



Dışarıdan bakıldığında ne kadar soğukkanlı ve anlamlı davranabilen yapıya sahip olsak da içten içe bazen sorgulayan, bazen umutlandıran, bazen de şaşırtan iç sesimizin olduğunu inkar edemeyiz. Kimi zaman onu susturmaya ve durdurmaya çalışsak da boş bulunup ya da gerçekten istediğimizden o sese kulak verir, o sesin söylediklerine inanırız. Eh malum bazen ona da şans tanımak lazım. Peki genel olarak düşündüğünüzde iç sesiniz nasıl bir karaktere sahip?

17 Ağustos 2013 Cumartesi

19-25 AĞUSTOS 2013 HAFTALIK BURÇ YORUMLARI





KOÇ: Bu hafta güneş burcunuza girecek ve tam 1-ay boyunca kalacak.Güneş-Merkür-Uranüs bu üç gezegenin enerjisi sizin burcunuzda olacak.Sosyal hayatınız hareketleniyor.Bu hafta ailenizle vakit geçirebilirsiniz.Son 10-gündür yaşadığınız aksilikler sona erecek.Kronik bir takım rahatsızlıklar tekrar nüks edebilir.Bu hafta sizin fikirlerinize ihtiyaç duyulabilir.Bu fikirlerinizi paylaşın.

BOĞA: Bu hafta çevrenize esnek davranmanız gerekebilir.Yeni Ay'ın etkisini en çok sizin burcunuz hissedecek.Geçmiş aylarda yapmış olduğunuz projelerinizin görüşmelerini yapacak ve olumlu sonuçlar alacaksınız.Bu hafta biraz ağzı sıkı davranırsanız sizin için daha iyi olacak.Merkür'ün etkisi sosyal hayatınızda fazlasıyla hissedeceksiniz.


İKİZLER: Sıra dışı ve yenilikçi tarafınız ortaya çıkacak ve bu tür insanlarla tanışma fırsatı yakalayacaksınız.Uzun zamandır görüşmediğiniz samimi olduğunuz insanlarla tekrar yakınlaşacaksınız.Dolunay maddi sıkıntılarınızda kolaylıklar sağlayabilir.Bu hafta duygusal hayatınızda hareketlenme olabilir.Beklenmedik yakınlaşmalar yaşayabilirsiniz.


YENGEÇ: Bu hafta maddi konularla ilgili sıkıntılar yaşayabilirsiniz.Kazançlarınızı gözden geçirmelisiniz.Dolunay Yengeç burcuna beklenmedik yenilikler getirecektir.28-Ağustosa kadar sabırlı davranmanız size fayda getirecektir.Kuvvetli sezgilerinizde bu hafta yoğunluk yaşayabilirsiniz,bu durumdan faydalanmanızı tavsiye ederim.


ASLAN: Bu hafta kırılma,sinirlilik hali yaşayabilirsiniz.Bir süredir üstesinden gelemediğiniz problemlerinizi bu hafta hallediyorsunuz.Ani kararlardan kaçının,uzun süre düşünüp karar vermenizde fayda var.Bu hafta güvendiğiniz insanlara fikirlerinizi açın.Fikirlerinizi açtığınız kişi size olumlu bir dönüşüm sağlayabilir.


BAŞAK: Bu hafta önemli kararlar vermeniz gerekebilir.Yıldızların güzel etkisiyle olumlu kararlar alacaksınız.Evren sizi iş hayatınızda büyük değişikliklere zorlayacak.Bu değişimler sizin oldukça işinize yarayacak.Bu hafta çok şanslı bir hafta .72-sene boyunca sizin burcunuzda kalacak olan Kraliyet yıldızı (Regulus) yapamadıklarınızı gerçekleştirmenize yardımcı olacak.


TERAZİ: Bu hafta fikirlerinizde çok inatçı olabilirsiniz.Biraz daha sakin olmanızda fayda var.Bu hafta hayli zor yıldızlar var burcunuzda.Alacağınız kararların meyvesini Eylül ayı sonunda toplayacaksınız.Sizi üzen meselelerden uzak durmanızda fayda var.Umutsuz gördüğünüz bir ilişkinin öyle olmadığını görecek ve çok şaşıracaksınız.Şans sizden yana.

AKREP: Bu hafta sizin için dönüşüm başlıyor.Haritanızdaki yıldızlar,iplerin sizin elinizde olacağını gösteriyor.Rekabet ve zorlukları çok kolay aşacaksınız.Geri harekete geçecek olan Uranüs gezegeni,sizi zorlu meselelerden çekip çıkaracak.İş ve aile hayatında önemli bir konuşma ve karar sizi bekliyor olacak bu hafta.

YAY: Dolunay maddi konularda yaşadığınız sıkıntılarınızı sona erdirecek.Beklenmedik güzel haberler sizi bekliyor.Bu hafta çok olumlu geçecek sizin için.Canınızı sıkan meselelerinizi 22-24 Ağustos arası halletmiş olacaksınız.Bir birleşme (Söz,nişan,düğün) gibi Eylül ayını beklemenizde fayda var.Bu hafta gerçekleşecek olan olumlu duygular,uzun yıllar sizi mutlu edecektir.

OĞLAK: Yaklaşık 1- aydır yaşadığınız maddi sıkıntı bu hafta sona erecek.Mars-Jüpiter-Neptün dizimi ,ilişkilerinizde hareketlenmeye yardımcı olacak.Bu hafta kendinizi güvende hissedecek ve olumlu kararlar alacaksınız.Dolunay bu hafta size çalışacak.

KOVA: Hareketli ve tempolu bir hafta sizi bekliyor.Önemli fikirlerle ve önemli çalışmalarda kendinizi bulabilirsiniz.Önemli kişilerle ilişkileriniz kuvvetlendirecek ve olumlu sonuçlar alacaksınız.Ortaklaşa yapacağınız işlerde faydalı sonuçlar getirecek ve takdir alacaksınız.Ortaklaşa yapacağınız işlerde faydalı sonuçlar sizi bekliyor.

BALIK: Bu hafta kararlı ve hızlı düşünmenizde fayda var.İŞ hayatınızda bazı aksaklıklar yaşayabilirsiniz.Ancak yinede çok şanslı bir hafta olacak.Öğütlere kulak vermeniz sizi olumlu alanlara taşıyacaktır.Hedefiniz varsa hiç çekinmeden hedefinizin üzerine gidin.Dolunay hedeflerinizi gerçekleştirmenizi destekleyecek.






BİZİ ÇEVRELEYEN ENERJİYİ KULLANARAK HEDEFLERİMİZE ULAŞALIM.

HER YANIMIZI ÇEVRELEYEN ENERJİ.


Yaşam enerjisi düşüncelerimizle şekillenir ve gerçekliğimizi bununla şekillendirir.Yaşamınızdaki olaylar kendi seçimlerimizin sonucudur.Düşüncelerinizle yaşamınızı bilinçli bir şekilde öğrendiğinizde,bunun nasıl olduğunu göreceksiniz.Garajda kırmızı Ferrari'nin park edildiğini hayal edip dışarı bakarsanız arabayı göremezsiniz.Zihniniz daima size istediğiniz şeyi verecektir ama olaylar ve etrafınızdaki gizli enerjiler vasıtasıyla.Hedefleriniz gerçekleşir ama sabırlı ve neyi istediğinizi bilmek zorundasınız.Enerji bir sonuç için  şekillendirilir.Düşüncelerimizle realiteler yaratırız çünkü düşüncelerimiz saklı enerjiler arasında dolaşır ve düşünceler somut formlara dönüşür.Olumlu düşünme olumlu enerjileri ve çoğu zaman olumlu sonuçları kontrol altına alır.Bu enerjinin en kolay kullanımıdır.Ama çaba gerektirir,olumlu düşünme gerçek psişik yada zihinsel kontrol kadar etkili ve yoğun değildir.Dayanılmaz güce sahip olan için saklı enerji dalgalarının kontrolünü ele almanın üstün bir tekniği vardır















16 Ağustos 2013 Cuma

BEYİN GÜCÜNÜZÜ KULLANARAK AŞIK ETME METODU


                                BEYNİN SIRRI:

Beynin sırrı henüz çözülmemiştir.İnsan beyni öyle muazzam bir organdır ki kişi sadece zihnini kullanarak başaramayacağı hiç birşey yoktur.Düşünce gücü ile maddeleri bükebilir,bakışlarınız ile zihninizi odaklayarak eşyaları yerinden oynatabilir.Böyle muhteşem beyin gücümüzü diğer kişinin beynine odaklanarak kendi isteklerini yapmaya şartlandırması imkansız değildir.Sadece bu işlemi nasıl yapması gerektiğini bilmesi yeterlidir.Beynimizde mevcut olan telepati gücünü devreye sokmamız yeterli olacaktır.Telepati yolu ile ilgi duyduğunuz kişiyi kendinize aşık edebilirsiniz.Bu iş zor değildir,sadece sabır gerekir.

BAŞLANGIÇ:

1-) Telepatik bağ kuracağınız kişi size yakınsa bağ kurma işlemi kısalır,uzak ise biraz daha sabır ve özveri gerektirir.Telepatik bağ kuracağınız kişi ile karşı karşıya gelebiliyorsanız iki kaşının tam ortasına bakarak konuşun ve içinizden tüm duygu ve isteklerinizi ona telepatik yoldan iletin.

2-) Diğer işlem ise fotoğraf.Öncelikle sakin ve sessiz bir ortam seçip,rahat bir koltuğa oturun.Daha sonra telepati kuracağınız kişinin fotoğrafını elinize alın ve gözlerinizi onun iki kaşının arasına odaklayın.Duygu ve mesajlarınızı ona telepatik yolla  aktarın.


BİLGİSAYARDAN DAHA ÖTE BEYNİMİZ:

Beynimizin öyle mükemmel bir yapısı var'ki,önemli olan bunu kullanabilmemiz.Nereye gitsek beynimiz bizimle beraber gelir.Öyle muazzam bir organdır ki,ne elektriği kesilir nede şarjı biter.Beynimizin yanında bilgisayar bir hiç kalır.Yeter'ki biz onu kullanmasını ve programlamasını bilelim.

DÜŞÜNCE YAYINLARINA GÖRE YAPILMIŞ:

Doğuştan sahip olduğunuz bu aleti nasıl kullandığımız çok önemli.Düşünce yayını yapar.Programsız düşünür ve kontrolsüz yayın yapar.Öncelikle bu düşüncelerimizi denetlemeliyiz.Dağınıklığa müsaade etmemeliyiz.


NASIL DENETLEYEBİLİRİZ:

Öncelikle yayınlarımızı en düşük seviyeye getirmeliyiz.Gereksiz ve Ivır zıvır düşüncelere beyninizi kapatın. Kafanızı kurcalayan düşüncelerden arındığınız anda beyniniz hazır demektir.Düşünce yayınına başlayabilirsiniz.Aklınızdan sadece onu geçirin.Onun kiminle beraber olduğunu,nerede olduğunu merak etmeyin.Bu sizin sadece düşüncelerinizi bozar ve başka yönlere sevk eder.Bütün dikkatinizi telepatik bağ kuracağınız kişiden gelen titreşimlere verin.Bu bağı kurarken gergin ve kasılmış bir şekilde olmamaya dikkat edin.Bu gerginlik parazit yapar.











12 Ağustos 2013 Pazartesi

13 -Ağustos 2013- Salı



Ay-Akrep burcunda seyir halinde olduğundan dolayı bugün yarım kalmış işlerimizi tamamlayabiliriz.Bugün bazı konularda odaklanma sorunları yaşayabiliriz.Rekabet duygumuzda artış olabilir.

Sabah Ay-Neptün görünümü iş hayatımızda başarılarımızı artırabilir.Zorlandığımız altından kalkamadığımızı düşündüğümüz işlerimizde bize kolaylıklar getirebilir.


Ay-Satürn kavuşumu dile dökemediğimiz meselelerimizde bize yardımcı olabilir. Fikirlerinizi rahatlıkla söyleme fırsatı getirecektir.


Öğleden sonra Ay-Merkür görünümü bize zihinsel yorgunluk getirebilir.Odaklanma sorunu artabilir.

Ay-Pluton seyri bizi derin düşüncelere götürebilir.İçinizde kalan düşleri ortaya çıkarabilir.Arzularımızı hedeflememize yardımcı olur.

Akşam Ay-Jüpiter keyfimizi yerine getirecektir.Hayallerimizi olumlu bir şekilde ele almamızda yardımcı olacaktır.



                                                                 

11 Ağustos 2013 Pazar

BURÇLARDAKİ AYRILIK BELİRTİLERİ.

HİÇ KİMSE BEKLENMEDİK BİR AYRILIK YAŞAMAZ.AYRILIĞINDA BELİRTİLERİ VARDIR.BU BELİRTİLERİN BİRKAÇINI YAŞIYORSANIZ,İLİŞKİNİZ AYRILIK SİNYALLERİ VERİYOR DEMEKTİR.



                                       (ŞİKAYET EDER)

KOÇ: Hareketli halleri kaybolmaya başlar.Sizden eski ilgiyi beklemez ve etrafıyla fazla ilgilenmeye başlar.Her hareketi ile mesaj vermeye başlar ve fırsat buldukça sizi yargılamaya başlar.
                              
                        (İLGİSİ AZALIR)

BOĞA: Sizi sorgulamayı bırakır.Kıskanç halleri kaybolmaya başlar ve sizi daha az merak etmeye başlar.Duygularının tamamen bittiği anda,dürüst davranır, bitirme kararı alır ve bunu sizinle açıkça paylaşır.(Çok kolay ayrılabilen bir burç değildir.)


                      (EĞLENCELİ HALİ KAYBOLUR)

İKİZLER:Sizi her halinizle seven kişi gider,yerine görünüşünüzden şikayet eden biri gelir.Sizin aklınızı sorgular ve kıyaslamalarla canınızı sıkmaya başlar.Artık o eğlenceli insan kaybolmuştur.


                      (ALINGANLIĞI ARTAR)

YENGEÇ: Evine olan bağlılığı ve ilgisi azalır.Bekar arkadaşları ile daha fazla vakit geçirmeye başlar.Her şeyden şikayet eder ve tatminsizlik yaşar .Mızmızlaşır .Yalnızlıktan çok korkar.


                       (KAÇIŞLAR ARTAR)

ASLAN: Sizinle sohbeti azalır ve sesinize bile duymaya tahammülü kalmadığını ifade etmeye çalışır.Kabalaşabilir ve sizi toplum içerisinde eleştirmeye başlayabilir.Aslan burcu ayrılık sinyallerini fazlasıyla belli eder.Yeni av peşinde koşmaya başlar.


                       (DUYARSIZLAŞIR)

BAŞAK: Başak burcu kafasına koyduğunu yapan bir burçtur.Bu kararı alana kadar sizinle mücadele verecektir.Ancak kararını verdiği anda onu bu kararından kimse döndüremez. Taktik ve plan bilmez.Haykırarak ayrılık kararını sizin yüzünüze söyler.

                           
                     (CANINIZI YAKAR)

TERAZİ: Uyumlu halleri sona erer ve kuralcı lan Terazi size daha fazla kurallar koymaya başlar.Sizi yıldırmaya çalışır.İlişkiyi bitirirken de canınızı yakma planları yapabilir.


                    (SOĞUKLAŞIR)

AKREP: Eğer bir Akrep soğuk davranmaya başladıysa,o ilişki bitmiş demektir.Artık size tahammül göstermez.Kahkaha atan kişi gider yerine somurtkan bir kişi gelir.Bu şekilde size ayrılık sinyalleri verir.


                    (SUÇLAMALARI ARTAR)


YAY: Canınızı fazlasıyla sıkmaya başlar.Sözünde durmamaları artar ve bunu özellikle yapmaya çalışır.Hakarete varacak sözler bile kullanabilir.Ayrılırken Yay burcu fazlasıyla kabalaşabilir.


                  (VİCDAN AZABI ÇEKER)

OĞLAK: Oğlak burcu aşkına çok bağlı bir burçtur.Bu nedenle ayrılık kararı alırken çok vicdan azabı çeker ve bunu size her sözüyle belli eder.Ancak en sonunda bunu size çok dokunaklı ve kendini haklı gösterecek sebeplerle kibarca açıklar.

                  (TİYATRO YAPMAYA ÇALIŞIR)

KOVA: Kova burcu ayrılık kararı aldığı zaman,dünyanın en komik insanı haline gelir.Sizi kırmaktan çekindiği için farklı rollere bürünür ve çok komik bir hal alır.Bir Kova ayrılırken size çok nazik davranacaktır.

                 (AYRILIK SEBEBİNİ BİLMEZ)

BALIK: İlişkiye başladığı kadar mutlu ayrılır.Çünkü neden ayrıldığını bilmez.O kadar çok sebebi vardır ki hangisi olduğunu bulamadığından dolayı,üzerinde durmaz.Bunu size yansıtırken çok duyarsız olabilir.



                   








8 Ağustos 2013 Perşembe

10-).ÖNERİ İLE BEYNİNİZİ ÇALIŞTIRIN VE TÜM İSTEKLERİNİZİ GERÇEKLEŞTİRİN.




SAĞLIKLI İŞLEYEN BEYİN SAĞLIKLI VÜCUTTA BULUNUR


1-) Beyin ve beden bir bütün olduğundan,öncelikle bedenimizi sağlıklı tutmalıyız.Vücudumuzdaki hareket beynimizde hareketlilik oluşturur.Beynimiz açık havada,ayakta ve yürürken çok daha iyi çalışır.

2-) Algılarımızı güçlendirmemiz için günde 8-10 bardak su içmemiz gerekiyor.(beynimizin %80 sudan oluşur).Böylelikle beynimizin algı kalitesini yükseltmiş oluruz.

3-) Zihinsel alışkanlıklarınızı değiştirin: sağ elinizi kullanıyorsanız sol elinizi kullanmaya çalışın.Bu alışkanlığımızı değiştirmemiz beynimizin daha iyi çalışmasını sağlayacaktır.Alışkanlıklar beyni yavaşlatır.



4-)Beynimizi geliştirmeliyiz,aynı insanlarla aynı konuları konuşmak,televizyonda aynı programları seyretmek,beynimizi yavaşlatır.Beyninizin sınırlarını zorlayarak beynimizin daha iyi çalışmasını sağlarsınız.

5-) Beyninize ne ekerseniz onu alırsınız.Bu nedenle beynimize güzel ve pozitif düşünceler ekmeli ve bu şekilde onu beslemeliyiz.Kötü düşünceleri beynimize sokmamalıyız.



6-) Kararsız kalmamalısınız. Beyin kararsız kaldığında sizi yanlış yönlendirir ve tüm olumsuzlukları size mıknatıs gibi çeker.Olumlu düşünelim 


7-) Aklınız tek bir noktaya takılmamalı.Hayal kurarak bu noktadan uzaklaşabilirsiniz.Akıl takıldığı anda beyni kilitler,

8-)Bir süreliğine televizyon.radyo ve internetten uzak durun.Bu iletişim araçların aşırı kullanılması beyni durduruyor ve odaklanma problemi yaratıyor.

9-) İnsanlarla bir araya gelin.Onları beyninizle sevin.Aşık olun.Kısaca duygularınızı harekete geçirin.Bu tür davranışlar beyninizi besler.


10-) Beynimize farklı çalışmayı öğretmeli alışkanlıklarımızı ve bilgilerimizi yenilemeliyiz.Nasıl bir inanç yüklerseniz,beyniniz o şekilde çalışır.



10-) Maddeyi gerçekleştirdikten sonra,aklınızdan geçirdiğiniz herşey gerçekleşir.Önemli olan sizin istemeniz.Siz ne isterseniz beyniniz size onu yaşatır.



















































































































































































6 Ağustos 2013 Salı

DÜŞÜNCELERİMİZLE GELECEĞİ ŞEKİLLENDİREBİLİRMİYİZ..?








"Düşüncelerimizin ne kadar güçlü olduğunu fark etseydiniz,asla olumsuz bir şey düşünmezdiniz"




Bilincin fiziki evrende üstlendiği rolü böylesine yalın bir şekilde ortaya koyan bilim hepimize yepyeni pencereler açmaktadır.Artık bu çerçevede kendimizi sorgulamalı ve bu bilgi ışığında zihinlerimizi esnetmeliyiz.Eğer çavremizde de bu ilkeler geçerliyse ki öyle olduğu birçok bilim adamı tarafından kabul ediliyor o halde bugüne de geleceği de şekillendiren hepimiz değilmiyiz.?Buradan hareketle bizim klasik manada anladığımız,her şeyin önceden birebir saptandığı,kesinleşmiş bir kader veya gelecek yoktur diyebiliriz.Gelecek henüz şekillenmemiştir.Onun şekillenmesinde hepimize pay düşmektedir.Göstereceğimiz çabalar,gelecekte yaşayacağımız olasılıkları oluşturmaktadır...

Buna göre her birimiz: düşüncelerimizle,beklentilerimizle,dünyanın geleceğine ve bugüne ait tahayyüllerimizle,hem kendi geleceğimizi şekillendiriyoruz hemde evrenin şekillenmesine bir nebze de olsa katkıda bulunuyoruz.Şuurlu yada şuursuz olarak oluşturduğumuz her düşünce formu bizim katılımımızın olumlu mu  olumsuz mu  olduğunu belirtmektedir ki bu işleyişi kavrayan kişi çok büyük sorumluluklar doğurmaktadır.Bilelim yada bilmeyelim bu sorumluluk hepimiz için geçerlidir.Bugün bilimin ispatladığı kimi gerçekler mistikler tarafından hep bilinmiş ve hep söylenmiştir.Buda "insan varoluş büyük dramın dışında hem aktör hemde seyircidir.Biz ne düşünüyorsak oyuz.Düşüncelerimizle yarattığımız her şeyiz.Düşüncelerimizle dünyayı oluşturuyoruz."derken şuurun madde üzerindeki etkisi,düşünce gücünün önemini,kaderlerimizin oluşumuna olan katılımcılığımızı anlatmıştır.

"Varoluşu anlamlandırmak,en büyük yaşam sorumluluğudur"

OSHO





2 Ağustos 2013 Cuma

AĞUSTOS 2013... ASTOLOJİYE GENEL BAKIŞ


Zorlu bir ay bizleri bekliyor.Jüpiter bereketi getirirken,Pluto bize zorlukları getiriyor olacak.Bu sebeple Ağustos ayında şansı,bereketi,aşkı yakalayabilmemiz için çok zorlayıcı sınavlardan geçeceğimizi gösteriyor.Özellikle Terazi,Oğlak, ve Koçlar en fazla etkiyi alacak olan burçlar.7-Ağustos Aslan burcunda gerçekleşecek olan Yeni Ay,Başak burcuna geçene kadar bizleri epey zorlayacak.Bu dönemde kendimizi çok zayıf,güçsüz ve yıpranmış hissedebiliriz.Ancak kendimizi sürekli kontrol altında tutarsak,bu dönemi daha rahat atlatabiliriz.Egomuz sürekli kendini ortaya atabilir,onu bu dönemde terbiye altında tutmalıyız.Güç savaşlarından kaçınmalı mümkünse uzak durmalıyız.
23-Ağustos'ta Güneş  Başak burcuna geçene kadar sabırlı olmalıyız.
24-Ağustos'ta Merkür Aslan burcuna geçmesi ile rahatlamamız ve yaratıcılığımız söz konusu olacak.

14-Ağustos'ta Ay büyümüş olacak ve beraberinde bize şans ve girişimcilik ruhu getirecek.21-Ağustos'ta Dolunay gerçekleşeceğinden dolayı gerginlik yaşayabiliriz.Anlayışlı ve yapıcı olmamızda fayda var.Dolunaydan en çok etkiyi Aslanlar,Boğalar,Akrepler ve Kovalar alacaklar.

16-Ağustos'ta Venüs Terazi burcuna geçiş yapacak.Bununla beraber İlişkilerimiz yoluna girecek,güzelliğe ve estetiğe olan düşkünlüğümüz artabilir.


22-Ağustos şansı yakalayabileceğimiz fırsatların başlayabileceği bir dönemi başlatacaktır.Ancak Uranüs'ün göstereceği sert açı Kova ve oğlak burçlarına beklenmedik zorluklar getirebilir.


23-Ağustos'ta Güneş detaycı burç Başak burcuna geçmesiyle biraz toparlanabiliriz.Hemen ardından aklı temsil eden Merkür'ün Başak burcuna geçişi ile tüm dikkatimizi toparlayacağımızı ve rahatlayacağımızı gösteriyor

25-Ağustos'ta Venüs ile Uranüs arasındaki karşıtlık bize beklenmedik aşkların doğacağını haber veriyor.Ancak beraberinde sorunlar yaşamaya hazırlıklı olmalıyız.Çok büyük bir sınavdan geçeceğiz.İlişkilerinizin bozulmamasını istiyorsanız bu ay biraz sabırlı davranmalısınız.

27-Ağustos hayaller gezegeni Neptün girmesiyle gerçeklikten koparılabiliriz. Bu sebeple bu dönemde daha gerçekçi olmaya çalışmalıyız ilişkilerimizde.Olaylara daha objektif bakmalıyız.Bu dönemde size gelecek teklifleri iyice gözden geçirmeli ve ayaklarınız yere sağlam basmasında fayda var.


28-Ağustos'Ay küçülecek, 5-Eylül'de yeniay doğana kadar sabırlı olmalıyız.5-Eylülde Mars hassas ve duygusal Yengeç'ten çıkacak ve bizler rahat nefes alacağız.Bu döneme kadar sabırlı olmalısınız.