30 Ağustos 2013 Cuma

RUH HALİMİZ VE BİLİNCİMİZ.






Ruh halimizden yansımalar...

Bilincimizin bir yansıması olan Dünyada gördüklerimiz, insanlığın birleşik, ya da ortak inançlarınının temsili.

Platon’dan beri herkes bu evrende gördüğümüz nesnelerin aslında bir gölge ve yansıma olduğunu bil
ir. Bunların asılları İdealar yani Esma-ül Hüsna’dır.

İnsanlarda bu numune ve gölgeleri inceleyip asıllarına müşteri olmak için bu aleme gelmişlerdir.

Mimemsis yani Yansıtma kuramı açısından bu alem İlahi güzelliklerin aynasıdır.

Hatta insan, en büyük aynadır.

Görünen görünmeyenin sembolik bir yansıması tarzındadır.

Tüm insanlık "İnsan Ruhu"nun "İlâhî bir yansıma-imaj" olduğu, Ruh`un bedene hayat verdiği ve onunla birleşik olduğu ve "İnsan`ın imajı" olduğu ve bu imajın Melâike`nin imajından daha üstün olduğu realitesinden çok uzak düştü.

Mona Lisa tablosu Mona Lisa’ya ayna olduğu gibi Mona Lisa da İlahi güzelliğe en güzel ayna olmuştur. Bazen bu aynalar için dağlar delinir veya deli, divaneye dönülür.

Çinliler ruhu tanımlarlarken arının gülüşünü kullanırlar. Bu bir semboldür ve aslında kastedilen gözdür, gözün arıya benzeyen gözbebeğidir; diğer değişle ruhun tabiatı, gözün tabiatı incelenerek anlaşılınır.

Gözün gördüğü herşey çevresindekilerin bir anlık yansımasıdır ve göz kendisini başka yöne çevirdiğinde artık o yansımalar gözde değildir, onlar kaybolur. Yansıma sadece bir anlık algılamadır.

Ruhun tabiatı böyledir. Gençlik, yaş, çirkinlik, günah veya sevap, bunların hepsi, fiziksel ve zihinsel oluşum süresince ruhun önündedir, ve ruhun kendisi bu oluşumların çekimi altına girer ve bağlanır. Fakat kendini bunlardan uzaklaştırdığı anda da özgürleşir.

Hintli bir şair şöyle der:

“Her ne kadar dünyevi bağlar beni esir alsalarda, onlardan kendimi kurtarmam anlık bir meseledir. Bu bağları yönümü değiştirerek koparıveririm”.

Zihin düzgün çalışmazsa, bu seferde ruh etrafındakileri tam olarak algılayamaz;

zihin ruhun önünde duran bir teleskop gibidir. Her ikisi de önemlidir:

Zihnin düzgün durumda olması ve ruhunda zihne tam olarak odaklanması.

Zihin de bir ayna gibidir ve zihne gelen her düşünce bu aynaya yansır. Şayet içinde bir yansıma olan ayna başka bir aynaya odaklanırsa, aynı yansıma diğer aynada da gözükür.

Ruhun iki tarafı ve iki farklı tecrübesi, algılaması vardır. Bir tarafı zihin ve vücudu vasıtasıyla algılar, diğer tarafı da ruhun derinliğiyle algılar.

Birinci kısmına dış tecrübe, diğerine ise iç tecrübe deriz.

Ruhun tabiatı ise cam gibidir, saydamdır. Camın bir tarafını kaplarsak, ayna olur.

Dış tarafın tecrübeleri yansıdığında ve diğer taraf örtüldüğünde, ruhta böyle ayna haline döner. Bu sebeple kişi dış bilgileri algılama konusunda ne kadar kabiliyetli olursa olsun iç bilgiye de o derece kabiliyetlidir diyemeyiz.

İç bilgiyi elde edebilmek için Sufiler ruhun diğer tarafını örterler, böylece ruhun aynaya dönüşen tarafı dış dünya yerine içe döner ve ruhaniyetle yüz yüze gelir. Bunu başardıktan sonra ilham ve manevi bilgeliği algılamaya başlar.

Ruhun bu cam gibi saydam olma özelliği ve bir tarafını kapayarak diğer tarafın yansımalarını algılayabilme kabiliyeti meditasyon için çok önemlidir. Tüm yapılan vazife, zikir, fikir veya benzeri çalışmalar ruhun bir tarafını tamamiyle örtmek içindir.

Dıştaki güzelliğe o kadar yoğunlaşırız ki, dış tarafımız bu güzellikle örtülür ve ruh ayna olarak içe döner, içten gelen yansımaları bekler. Bunu şu örneğe benzetebiliriz:

Düşünelim ki su arıyoruz ve bu arayışta bir kuyu ile karşılaşıyoruz. Kuyu derin, yukarıdan bakıldığında dibi gözükmemekte.

Yapabileceğimiz şey dibe kovayı fırlatmak. Eğer dipte su varsa, kova dibe eriştiğinde su sesi gelecektir ve kovayla suyu çekebiliriz.

İşte meditasyonda böyledir, yapılan tüm zikir, fikir, vazife veya diğer yoğunlaşmalar dibe fırlatılan kova gibi birer alettirler.

Mesele dipte suyun olup, olmamasıdır. Eğer su varsa, sesi muhakkak, er veya geç gelir.

Bazen meditasyon sırasında, bazende ertesi gün yapılan meditasyonun etkisini görebiliriz. Bu nedenle sabredip gelecek olan su sesine açık olmak çok önemlidir.

Her arayanın buna kavuşması dileğiyle…

************************************************

***Yazının bir kısmı Sufi Meditasyonu (Hazret İnayet Han) kitabından alıntılar içermektedir

•·.·´¯`·.·

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder