23 Aralık 2013 Pazartesi

KOVA BURCU PSİKOLOJİK VE ORGANİK FONKSİYONLARI...






BAŞLICA ORGANİK FONKSİYONLARI:

Dolaşım Sistemi: Üç bölümden oluşur; 1)Kalp, 2)Damarlar, 3)Dolaşım sıvısı kan

İnsanda kapalı kan dolaşımı vardır ve iki kısımda incelenir; 1)Küçük kan dolaşımı Kalpteki kirli kanın akciğerde temizlenerek kalbe getirilmesidir. 2)Büyük kan dolaşımı; Kalpteki temiz kanın vücut dokularına dağıtılması, dokularda kirlenen kanın kalbe getirilmesidir.

Ritmik Atım-Nabız (Pulsation): Kan dolaşımını düzenleyen motor sistem kalptir. Kalp çok düzenli olarak kasılma (sistol) ve gevşeme (diyastol) hareketleri yapar. Sistol basınç dalgası atar damarda "Nabız Atışı” şeklinde belirginleşir. Sempatik sinirler kalbin çalışmasını hızlandırırlar. Parasempatik sisteme ait vagus siniri kalp atışını yavaşlatır. Adrenalin ve tiroksin hormonu kalp atışını hızlandırır. Asetilkolin ise kalbin çalışmasını yavaşlatır.

Dr.Deepak Chopra; nabzı radyo dalgasına benzeterek şöyle demektedir;

"Bir radyo dalgasının tüm senfoniyi taşıması gibi,vücut da tüm çalışmasını nabız vasıtasıyla belli eder” Ona göre her hücre kan dolaşımı yolu ile kalbe sinyaller gönderir. Daha sonra bu sinyaller nabza iletilir. Böylece nabız dinleyerek iç organlardaki aksaklıklar anlaşılabilmektedir. Nabızdan teşhisin önemi dengesizlikleri hastalık oluşmadan önce saptayabilmektir.

Dolaşım sitemine ait rahatsızlıklar: Kalp kapakçığı ve ritim bozukluğu, Taşikardi Çarpıntı, Varis, El ve ayaklardaki dolaşım bozukluğu. Raynaud hastalığı (şiddetli dolaşım bozukluğundan kaynaklanan el ve ayak parmaklarının soğuğa maruz kalınca önce bembeyaz kesilmesi sonra kızarması ve morarması olarak gözükür)

Dolaşım sisteminin psikolojik fonksiyonu bize her durum ve olayın dinamik olduğunu asla durağan kalmadığını gösterir. Değişimin kaçınılmaz olduğunu kabul etmekte zorlandığımızda doğal akışı bozarız.

İletici Moleküller (Neurotransmitter): Bunlar Sinir Sistemi Haberci Molekülleri olup hücresel elektrik akışını sağlarlar. Duygularımızı, arzularımızı, sezgilerimizi ve düşlerimizi kimyasallara çevirerek beyinden dışarı-içeri yarışan koşucular gibi çalışırlar. Bu zeki kimyasallar sadece beyin tarafından üretilmez aynı zamanda bağışıklık sistemi tarafından da yapılırlar. Nöro-Transmitterler, Nöro-peptidlerle birlikte zekanın Know-how (nasıl yapıldığını bilme) özelliğini tüm fizyolojiye yayarlar. Bunlara beyin telgrafları da diyebiliriz. Bilincin içeriği fizyolojiyi değiştirir. Olumsuz duygular (öfke,nefret,kin,korku) organları zorlayan ve tahrip eden nöro-kimyasal maddelerin, olumlu duygular (sevgi, gülme, taktir, şefkat) ise sağlığı destekleyen kimyasal maddelerin salınmasına yol açar. Nöro-peptidlerin büyük yeteneği zihnin emirlerine ışık hızıyla karşılık verebilmesidir. Bilim daha şimdiden yüzlerce nöro-peptid’in varlığını ve bedenin her yerinde yapıldığını keşfetmiştir. Bu da bedenimizin "düşünen bir beden” olduğu tezini doğrulamakta aynı zamanda yaratılış ve zekanın açıklanmasına ışık tutmaktadır.

Spazm, Kramp, Kriz, Felç (Paralysıs): Spazm; bir kasın istek dışı birdenbire ve şiddetli kasılmasıdır. Kriz; acil durumu tanımlamakla birlikte tıp dilinde bazı hastalıklarda görülen ani ağrı nöbetidir. Felç; Kas ve sinir bozukluğuna bağlı olarak gelişen hareket etme yeteneğinin kaybıdır. Pek çok çeşidi vardır. Bell Felci; Yüz felcinin en çok görülen biçimidir. Yüz siniri (nervus facialis) yüze gelmeden önce kulak ve mastoid kemikleri içindeki bir kanaldan geçip, kulak altına gelir. Yüz siniri bu kanal içinde iltihaplanır ve uyarıları iletmez. Bu durum geçicidir ve birkaç hafta içinde yok olur. Yüzün felçli tarafındaki göz küçülür ve yaşarır, ağzın felçli kısmı da devamlı akar. Tıp henüz yüz felcinin kesin nedenini bulamamıştır, ama Astroloji başat olarak Uranüs enerjisini işaret etmektedir. Özellikle Uranüs’ün Mars ve Yükselen ile sert etkileşimi dikkat çekicidir. Poliomyelitis; Omuriliğin gri maddesinin iltihabı, çocuk felcidir. Uranüs’ün Mars ve Merkür ile uyumsuzluğuna Pluto da eşlik eder. Genel olarak felç durumunda Uranüs-Güneş-Mars ve Satürn sert etkileşimi baş roldedir. Uranüs-Ay -Venüs sert etkileşimi de düzensiz ve sancılı adet kanamasına (Dysmenorrhoea), Spazmlı böbrek ağrılarına yol açar.

Şoklar: 1)Travma veya sıvı kaybı sebebiyle ani olarak ortaya çıkan periferik dolaşım yetmezliği; Alçak kan basıncı, soğuk, nemli, soluk bir deri ve bitkinlik ile huzursuzluk hali, bazen de bilinç kaybı görülür. 2)Ani müdahale sonucu görülen şiddetli sarsıntı, darbe, elektrik çarpması vb. Çeşitli şok durumları vardır. Bakteri toksinlerinin kana geçmesi ve dokulara yayılması sonucu "Toksit Şok” oluşur. 3)Ruhsal şok; Her hangi bir olaya bağlı korku, heyecan ve benzeri psişik faktörlerin yarattığı, kişiyi uzun süre etkisi altında bırakan psikolojik şoktur.

Spazm, Kramp, Felç ve Şok gibi rahatsızlıkların temelinde; Hayatın değişim olduğu gerçeğini ısrarla reddetme ve doğal akışa şiddetle direnme etkendir.

Beyin hasarlarına yol açan ciddi hastalıklar: Sara (Epilepsi); Beyin yüzeyindeki elektrik akımının denetlenememesi nedeniyle beyin üzerinde bir elektrik fırtınası oluşması sonucu ortaya çıkan vücut kaslarının şiddetli spazmlarına yol açan bir hastalıktır. Parkinson; Kasların sertleştiği ve hastada devamlı titreme ya da sarsılmaların görüldüğü bir sinir sistemi hastalığıdır. Kore Hastalığı; Devamlı, istemsiz sıçrama hareketlerinin görüldüğü bir durumdur. Kore’nin iki çeşidi vardır; 1)Sydenham Koresi: Romatizmaya eşlik eden beyin iltihabıdır. 2)Huntington Koresi: Kalıtsal bir hastalıktır. Alzheimer, Migren, Beyin Felci, Beyin Urları vb. Güneş-Ay-Mars öncülünün yanı sıra jenerasyon planetleri Uranüs-Neptün-Pluto baş etkendir.

Çarpık kromozom ve Anormal oluşumlar:. Albenizm (Doğuştan beyaz saçlı), Lupus (Deri veremi),Anormal ve acayip hücre çoğalmaları. Vücut organlarının ters yerde bulunması; Örneğin; Dekstrokardi; Kalbin göğsün sağında bulunmasıdır. Bu durum çoğunlukla ölümle sonuçlanır. Bu anormallikle birlikte karın organlarının da yer değiştirmesi görülebilir. Bu duruma "Situs invertus" denir. Uranüs’e özgü son derece nadir rastlanılan patolojik bozukluklardır.

Teşhisi zor hastalıklar, Beklenmedik kazalar, Ani Ölümler: Yaşamda hiç bir şey kalıcı değildir ve hiçbir şey aynı koşullarda varlığını sürdüremez. Bu yalın gerçeğe sırt çevirdiğimizde ani ve beklenmedik bir şekilde istenmeyen değişimle yüz yüze geliriz. Gerilimli Uranüs açıları altüst edici enerjileri açığa çıkardığından teşhisi konulamayan hastalıklara yol açabildiği gibi mekanik ve elektrikli aletlerle de sorun yaratır. Kazalara açık bir yapı verir. Çarpma ve patlamalara bağlı ani ölümlere neden olur. Mars-Uranüs gergin açıları başı çeker.

Yırtılma, Gerilme ve Kopmalar (Ruptures): Fıtık başta olmak üzere ciddi organ hasarları özellikle Sakatlıklar görülebilir. Uranüs (Gerilim) – Satürn (Direnç) sert açılarına olumsuz işleyen Mars (Hücum) ve Pluto (Yıkım) da katılıyorsa organ kaybı olabilir. Buna ameliyatla organ çıkarılması da dahildir.
Tikler: Merkür’ün mimikleri bir üst oktav olan Uranüs'te tikler olarak karşımıza çıkabilir. Mars-Uranüs gerilimli açıları son derece önemlidir.


El ve Ayak bilekleri: Bedenimizdeki her dengesizlik belirli bir dalga fonksiyonu yaratır ve bu hassas dalgaların en kolay hissedildiği yerler bilekteki radyal arterdir. Kova’nın en hassas noktası da el ve ayak bilekleridir. Olaylara at gözlüğü ile bakma, esneklikten yoksunluk, eğilmezlik doğal akışı engellediğinden kırılma, burkulma, damar damar üstüne binme vakaları sıkça görülür.

Hiperaktivite: Özellikle İkizler-Kova bileşimi sinir sistemini aşırı uyardığından hiperaktivite sıkça görülür. Ay-Güneş Kova/Yükselen. İkizler ya da tersi. Mars Kova veya İkizler'de ya da Mars-Merkür-Uranüs kombinasyonu dikkat çekicidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder