28 Ağustos 2014 Perşembe

Tanrıya Mektup Yazsa Ne Der?

Hani hepimiz bazen gönlümüzden geçenleri bir mektuba döküp, merkeze yollamak isteriz ya… İşte bu tarz manevi eğilimlerimizi dahi burçlarımız belirler :))) Ay aman neymiş ya bu burç da demeyin, okuyun! Kopyalayıp yollamak isterseniz de telif hakkı filan almayacağımı şimdiden belirteyim ;)
KOÇ:  Sevgili Tanrı! Sana saygım sonsuz… Ama bence, bu kadar erişilmez ve sorgulanmaz olmamalısın! Ben beceremeyeceğim işe kalkışmam. Elimi atınca sonuna kadar da giderim. Ama sen o kadar kafana göre düzenlemeler yapıyorsun ki, ben kendimi çocuk gibi beceriksiz hissediyorum. Tamam bu alemin gidişi senden sorulur… Ama İnsan hiç müdahale edemediği bir ortamda eli kolu bağlı kalınca sinir oluyor yaw  :)
BOĞA: Senin otoriteni sorgulamak gibi bir saygısızlık yapmiycam ama mümkünse ne istediğin hakkında biraz daha açık olmalısın! Yani belli bir gelişme çizgisi, bir sebep sonuç ilişkisi olmalı hayatın… Bu kadar karmaşa içinde nasıl rahat ediyorsun bilmiyorum. Ben her şeyi gayet kitabına uygun yapıyorum… Ama çoğu kez umduğum sonuçları alamıyorum. Sonra bakıyorum münasebetsizin, dengesizin biri almış başını gidiyor! Valla sinir oluyorum :)
İKİZLER: Uzaklarda bir yerde oturup tüm gücü elinde tutman beni büyülüyor… Yine de açıklanabilir ve mantıki bir sisteme oturtabilmeliydik olan biteni diye bir arzum var! O zaman içim daha huzurlu olurdu. Meselaa… sizin orayla bizim bura arasında iki yönlü bir TV yayını olsaydı… Hani sen Zeki Müren’i izlerken, o da seni görseydi fena mı olurdu :)
YENGEÇ: Seni hiç anlamıyorum! Yani tam ben güç bela bir karar alıp kendime bir yol çiziyorum… Sen yine bir şey yapıp ortalığı karıştırıyorsun. Kendimi çok fena kaybolmuş hissediyorum ve bu kadar belirsizlik beni depresif yapıyor! Oradan bakınca durum çok eğlenceli olabilir ama buradan bakınca çok feci tamam mı  :)
ASLAN: İtiraf ediyorum; bazen sana çok kızıyorum! Kendimi daha ne kadar ispatlamam gerekecek? Neden bu kadar çok sınav yapıyorsun? Ben senin öz hakiki çocuğun değil miyim… İnsan evladına bu kadar katı davranmamalı… Hem nedir bu sıra muamelesi? Hani böyle seçmece insanlar olsa… Onlara biraz ayrıcalık, biraz öncelik filan olsa noolur :)
BAŞAK: Şimdi Sevgili Tanrı … bak… çok talepkar biri değilim ve biliyorsun ki daima çok çalışıyorum. Yani oldukça iyi bir kulum. Ve bence artık biraz güvenceyi hak ediyorum. Bu kadar sonu belirsiz bir iş anlaşması beni geleceğim konusunda endişe krizlerine sokuyor… Sana saygım sevgim sonsuz ama düzenli bir terfi ve emeklilik maaşı üzerinde anlaşmalıyız tamam mı :)
TERAZİ: Sana sormak istediğim bir sürü bir sürü şey var! Yani bazen ne yapmam gerektiğine karar verirken çok zorluk çekiyorum ve daha açık bir iletişim içinde olmaya ihtiyaç duyuyorum… Ben uyumlu olmaya çok açığım ama işte hani bir telefon hattı filan olsa, ya da e-mail atsak :)
AKREP: Bazen seni çok sevmek ve tüm kalbimle sana güvenmek istiyorum… Zira belki de gerçekten sevebileceğim tek varlık sensin! Sen çok güçlü ve hayranlık vericisin. Ama daha güven verici de olmalısın… Yani insan kafasının nasıl çalıştığını çözemediği ve daima kendisinden birkaç adım önde giden birine nasıl güvenebilir dimi  :)
YAY: Seni çok seviyorum :) Yani anlatamam… İşte bak gözlerim filan doluyor yani seninle konuştuğumuzu düşününce… Tarifsiz bir özlem kaplıyor içimi! Hatta aramızda özel bir bağlantı olduğundan, senin için de benim apayrı bir yerim olduğundan neredeyse eminim… Yanılmıyorum dimi… Ya lütfen sen de güzel bişey söyler misin  :)
OĞLAK: Efendim… Huzurunuzda olmak büyük onur! Hizmetkarınızım… Emredin buraları derleyip toparlayayım. Yani zaten elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Ama lütfen bu konuda bir de kadro rica edeyim. Zira buradakiler resmi görevlilere biraz daha fazla kıymet veriyorlar. Hani size koşul getirmek haddim değil elbette ama işiniz rahat yürüsün diye diyorum… Alo … alo merkez … alo… SES KESİLDİ :)
KOVA: Protokolün ne olduğunu bilmediğim için sadece Merhaba diyerek lafa gireceğim;  Evet… yazma sebebim şu; etkileyici bir sistemin olduğunu kabul etmekle beraber, zaman zaman oldukça adaletsiz bir yaklaşımın olduğunu düşünüyorum… Hele bazı konularda dengenin bozulduğunu göre göre nasıl müdahale etmeden durabildiğini anlamıyorum. Açlık, emek sömürüsü, çevre kirliği gibi bir sürü acil mesele var! Ben bu konuda üzerime düşeni yapıp 3-aylık düzenli bildirimler göndermeye karar verdim. Şimdi… öncelikle şu doğanın dengesi konusundan başlayacak olursak… :)
BALIK: Bazen seni seziyorum… Bazen varlığından şüpheye de düşüyorum! Ama genelde gücünü ve kurduğun sistemi hayranlıkla izlediğimi bilmeni istiyorum… Sana yazma nedenime gelince; ben bu cennet ve cehennem diye anlatılan yerleri bir gezip görmek istiyorum… Hatta mümkünse meleklerinle ve seninle de tanışmayı çok isterim. Şöyle portal gibi birşey olsa… Yani arada buradan sıkılınca öbür tarafa bir göz atıp sonra geri dönsek… Yaaa ne var ki yaaa :)

(Bir yol haritası olarak Astroloji)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder