- TESADÜF YOKTUR:
- Hiçbir kimse doğduğu tarih ve anda tesadüfen doğmadı, bu tarih kişinin ruhsal yapısını belirlemektedir. Maddesel ve ruhsal yapı, o kadar güzel ahenk ve denge ile yerine oturmuştur ki bu hatasız ve yanlışsız düzen içerisinde tesadüfe asla yer yoktur. Kişinin de doğum tarihi, sonsuz yaratılış ve oluşumun küçücük bir noktasında, ahenk ve dengenin gereği olarak yerine tam olarak oturtulmuş bir gerçekten ibarettir.
- Tesadüf diye nitelediğimiz ve hayatta yaşadığımız veya yaşayacağımız birçok olay, hayatın o noktasında hayattan alacağımız tecrübenin bir gereği olarak ve o anda isimlendirebildiğimiz veya isimlendiremediğimiz bir olgu nedeniyle gerçekleşmektedir.
- Bu konuda sizlere bir örnek vereyim: Birkaç kişi bir yerde toplanmış sohbet ediyorsunuz, Bu sohbet sırasında orada bulunmayan bir arkadaşınızdan konu açılıyor, birkaç dakika sonra sözü edilen arkadaşınız sohbet yerinize geliyor, siz hemen “Ne Tesadüf Biz De Şimdi Senden Bahsediyorduk” dersiniz. Siz bu olayın bir tesadüf eseri gerçekleşmiş olduğunu zannedersiniz fakat bu olayda kesinlikle bir tesadüf yoktur. Aslında arkadaşınız size yaklaşırken sizi düşünmektedir. Düşünce çıktığı kaynaktan ortama küresel olarak yayılmaktadır. Küresel olarak yayılmaya başlayan, sizi düşünen dalga size ulaşmakta ve size, sizi düşüneni anımsatmaktadır, bu nedenle de siz aynı anda sizi düşünen arkadaşınızdan söz etmektesiniz. Sözü edilirken arkadaşınız oraya geliyor, siz de bunu tesadüf olarak niteliyorsunuz.
- Aslında bu olay, kişiden kişiye düşünce aktarımından başka bir şey değildir. Buna telepati denmektedir.
11 Kasım 2013 Pazartesi
TESADÜF YOKTUR...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder